
Orjinal resim Mikerochip. URL : http://www.flickr.com/photos/34576703@N00/1115671115
Liberya Cumhuriyeti Afrika'nın Atlantik Okyanusu kıyısında, bizim İzmir nufusunda, komşuları Sierra Leone, Gine, Fildisi Sahilleri gibi süper memleketler olan muazzam bir ülke. Birçok Afrika ülkesinin aksine Liberya Avrupa sömürgeciliğinin bir mamülü değil, Amerikalı babaların ittirmesiyle, 1800'lü senelerde Amerika'da kölelikten kurtulan köleler Afrika'ya dönmek isterlerse diye kurulmuş.
Yönetim biçimi olarak tamamen Amerikan parlamenter demokrasisini uygulamaya koymuşlar,
1847'de Afrika'nın ilk cumhuriyeti olmuşlar. 5. Amerikan Başkanı James Monroe'ye de desteğinden ötürü kıyak geçmişler, başkentlerini Monrovia yapmışlar. 1980'lere kadar kör topal kendi yağında kavrulmuş bu memleket 1980'de ordusundan darbeyi yemis. Ezelden beri atalarının zamanında Amerika'daki kölelik kariyerlerinden halen ekmek yiyen, ne hikmetse dedelerinin bu geçmişiyle Liberya'da statü sahibi olan 'elitlere' tepki olarak, ezilip büzülen yerleşik halkın yağız çocuğu Samuel Kanyon Doe isimli bir subay, organize ettiği askerlerle o zamanki başkan William R. Tolbert Jr.'i bir gece operasyonu ile ebedi huzura kavuşturmuş.
Sammy ve kankaları kendilerine Halkın Kurtuluş Konseyi demişler, her türlü mualefete kıl olan asabi yapılarıyla ne kadar gazete, muhalif organizasyon varsa, bir de cinlik icad edip Liberya anayasası sosyalizmi külliyen yasakladığı için varolan tüm muhalefeti sosyalist olmasın bunlar kılıfıyla, pataklamışlar. 1985'te Liberya cümle aleme demokratik bir rejim olduğunu kanıtlamak için seçime gitmis. Seçimi Samuel Doe'nun onaylamadığı bir parti kazanınca Doe oyların tekeer tekeer tekrar sayılmasını kibarca rica etmiş, bu sefer oyların 51%'ini Doe'nun kendisinin aldığı iddia edilmiş. Milletin kafa karışık tabi.
1980'li yıllar, mahallede futbol topu sahibi tek çocuk olmanın verdiği gazla zırt pırt kafası bozulan Doe'nun otoriter sistemi içinde harcanmış yıllar. Pek tabi kaşınacak bir yara varsa mutlaka bir kaşıyanı olur presibiyle Doe'yu pek sempatik bulmayan komşu ülkeler, Liberya içinde muhalif güçleri silahlandırmışlar. Başlayan iç savaş esnasında 1990'da Doe bir kır gezisi sırasında yakalanıp öldürülmüş.
Peki Elizabeth Taylor'a ne oldu?
Charles Taylor 1970'lerin başında, atalarının 'kölelik bursundan' yararlanmış, Amerika'da Ekonomi eğitimi görmüş meraklı, siyasi açıdanda pek aktivist bir genç. Doe'dan önceki başkan William Tolbert Jr.'ı Amerika ziyareti sırasında protesto etmiş, nezaretlere atılmış. 1980 Nisan'ında Doe'nun yaptığı darbeyi pek desteklemiş, Doe'da Amerikalar'da eski başkana meydan okumuş az buçuk eğitimli bu adamı hükümetinin maliye bakanı yapmış. Taylor'da bu pası güzel değerlendirmiş, zimmetine 1.000.000 dolar geçirdiği anlaşılınca 1983'te hükümetteki işine son verilmiş.
Taylor hemen sonrasında Liberya'da Doe işimi bitirecek döt korkusuyla Amerika'ya kaçmış hatta sığınma talep etmiş. Amerika'lı babalarıda bu Liberya'da kurda kuşa yem olur diyerek Masaçuçes'te bir hapishanede cezasını çeksin demişler. Fakat ne hikmetse Charles Taylor ve kankaları bu hapishaneden parmaklıklari testere ile kesip kaçmışlar. Chuckie daha sonra Libya'ya gitmiş, o dönemin popüler kontr-gerilla uzmanı her taşın altındaki insan Muammer Kaddafi'den yükseklisansını almış. 1989'da komşu ülkeler Burkina Faso ve Fil Dişi sahillerinden topladığı adamlarla Liberya'nın bir kısmında, ufak tefek köylerden başlayarak, halkı kurtaracam sizi vaadiyle arkasına alarak kontrolü ele geçirmiş. Şen başkan Doe 1990 yılında Taylor'a yakın militanlar tarafından yakalanıp öldürülmüş.(e yukarda da yazıyor bu..)
1990'ların başında Taylor artık silahlı gücünü oldukça arttırmış, iyice semirmiş bir adam. 1997'de Kaddafi dayısının desteğiyle varolan Doe'dan kalma hükümeti tamamen silip kendini başkan seçtirmiş. Taylor hükümeti Doe'dan kalma otoriter geleneği sürdürmüş, gene muhalif ne kadar kuvvet varsa silmiş süpürmüş. Liberya'da Taylor'ın başta olduğu 1997 - 2003 arası döneme 'İkinci İç Savaş' dönemi deniyor. Bu dönemde Liberya'nın görmediği felaket kalmamış. Charles Taylor'a eskiden destek, artık muhalif komşu ülkelerce fıştıklanan ayrılıkçı gruplar ve Taylor hükümetinin askerleri ülkeyi toz duman etmişler. Olan arada kalan köylüye olmuş tabi. Velhasıl , vay efendim bunlar isyancı, yok hökömet yanlısı derken köyleri basıp kadınları kaçırıp köle etmeleri, tecavüz etmeleri mi dersin, asker yapamadıkları küçük çocukları öldürdükleri anne babalarının yanında aç bırakmaları en sonunda yamyamlığa ittirmelerimi dersin, işkenceler sonucu sakat kötürüm kalan binlere, anasız babasız bir sürü sabi sübyana mı vah vah edersin, sonuçta Liberya Taylor'ın otoritesi altında silahı kuşananın atlı karıncaya beleş bilet kazandığı bir yer haline gelmiş. İç savaş sonunda Liberya'da 200.000 kişiden fazla kişi ölmüş. Bu durumları anlatan eski bir velet-askerin anılarından oluşan bir kitapta pek yeni çıkmış. (http://www.alongwaygone.com/)
2003'te Birleşmiş Milletler sonunda olaya el atmış. 15.000 kişilik bir kuvvetle kilit bölgeleri kontrol altına almış, daha ılımlı liderler ortaya sürülmüş, seçimler tekrarlanmış, vesaire vesaire... Bugün Liberya yenilenme, kimlik yaratma derdinde. Uluslararası alana girme sevdası, futbol takımıdır, güzellik yarışmalarıdır hep bunun ürünü.
Şu an itibariyle Liberya'da halen Birleşmiş Milletler askeri var, bunların büyük bir kısmını Hintli, Bangladeşli ve Pakistanlı kuvvetler oluşturuyor. Muhtemelen Liberya'da özel sektörde en çok söz sahibi ülkelerin Hindistan, Endonezya gibi güney Asya ülkeleri olmasının kuvvet gücünün kompozisyonuna bir etkisi var. İlginç bir şekilde rutin asayişi sağlamakla görevli askerlerin önemli bir kısmını Hintli kadınlar oluşturuyormuş.
Charles Taylor, 2003 yılında BM operasyonundan hemen önce Amerika'nın baskıları sonucunda hükümeti dağıtıp istifa etmiş. Nijerya'nın sığınma önerisini kabul edip oralara kaçmış. Nijerya 2006 yılına kadar bu adamı saklayabilmiş, Sierra Leone'de kurulmuş savaş mahkemesine çıkması için teslim edecekken, Taylor Nijerya'daki villasından arazi olmuş, ancak Nijerya - Kamerun sınırını geçmek isterken yakalanmış. Hemen Sierra Leone'de kurulan mahekemeye gönderilmiş, fakat Taylor'ın bölge coğrafyasında halen etkin olduğu düşünülünce yerel bir tepki ile karşılaşmamak için dava Hague, Hollanda'ya alınmış.
Taylor'ın hakkındaki 11 ayrı davadan ve insanlık suçundan hapsi bekleniyor, ama davası halen devam ediyor. Taylor masa tenisi sevdalısı, hafif vudulu mudulu okült meselelere kafa yoran, hatta bu yüzdende kendini seçilmiş lider, peygamber ayarında gören bir adam. Herhalde suçsuzum dediğine göre halen aynı kafada. Ancak...
General ney dedin?!
Joshua Milton Blahyi, yada iç savaş sırasındaki lakabıyla General Butt-Naked, iç savaş sırasında operasyona gitmeden önce insan kurban etme ve yeme gibi pek hoş adetleri olmayan bir ordu generaliymiş. Lakabı saldırılarında askeri mühimmat içeren bir kemer dışında hiçbirşey giymeden, tamamen çıplak bir şekilde agresifleşmesinden kaynaklanıyor. Şimdi ise İsa tarafından ziyaret edildiğini ve artık yepyeni bir insan olduğunu söyleyen bir rahip. Kendisi artık köy köy gezip insanlardan kendilerini affetmelerini diliyor, eski askerleri rehabilite etmeye çalışıyormuş. Fakat Liberya'da halen mahkemeye çıkartılabilir, yada hiçbir zaman. Çünkü ülkede insanlar görünüşe göre adaletle huzur arasında bir yol ayrımında. Herhalde herkes savaş suçlusu olarak yargılanan insanların ardının arkasının kesilmeyeceğini, çünkü herkesin ucundan kıyısından bu işe biraz bulaştığının farkında, tekrar kavga körüklenmesin derdinde.
O zaman Michael'dan gelsin.
Liberya neresinde? heryerinde.
Liberya Cumhuriyeti Afrika'nın Atlantik Okyanusu kıyısında, bizim İzmir nufusunda, komşuları Sierra Leone, Gine, Fildisi Sahilleri gibi süper memleketler olan muazzam bir ülke. Birçok Afrika ülkesinin aksine Liberya Avrupa sömürgeciliğinin bir mamülü değil, Amerikalı babaların ittirmesiyle, 1800'lü senelerde Amerika'da kölelikten kurtulan köleler Afrika'ya dönmek isterlerse diye kurulmuş.
Yönetim biçimi olarak tamamen Amerikan parlamenter demokrasisini uygulamaya koymuşlar,
1847'de Afrika'nın ilk cumhuriyeti olmuşlar. 5. Amerikan Başkanı James Monroe'ye de desteğinden ötürü kıyak geçmişler, başkentlerini Monrovia yapmışlar. 1980'lere kadar kör topal kendi yağında kavrulmuş bu memleket 1980'de ordusundan darbeyi yemis. Ezelden beri atalarının zamanında Amerika'daki kölelik kariyerlerinden halen ekmek yiyen, ne hikmetse dedelerinin bu geçmişiyle Liberya'da statü sahibi olan 'elitlere' tepki olarak, ezilip büzülen yerleşik halkın yağız çocuğu Samuel Kanyon Doe isimli bir subay, organize ettiği askerlerle o zamanki başkan William R. Tolbert Jr.'i bir gece operasyonu ile ebedi huzura kavuşturmuş.Sammy ve kankaları kendilerine Halkın Kurtuluş Konseyi demişler, her türlü mualefete kıl olan asabi yapılarıyla ne kadar gazete, muhalif organizasyon varsa, bir de cinlik icad edip Liberya anayasası sosyalizmi külliyen yasakladığı için varolan tüm muhalefeti sosyalist olmasın bunlar kılıfıyla, pataklamışlar. 1985'te Liberya cümle aleme demokratik bir rejim olduğunu kanıtlamak için seçime gitmis. Seçimi Samuel Doe'nun onaylamadığı bir parti kazanınca Doe oyların tekeer tekeer tekrar sayılmasını kibarca rica etmiş, bu sefer oyların 51%'ini Doe'nun kendisinin aldığı iddia edilmiş. Milletin kafa karışık tabi.
1980'li yıllar, mahallede futbol topu sahibi tek çocuk olmanın verdiği gazla zırt pırt kafası bozulan Doe'nun otoriter sistemi içinde harcanmış yıllar. Pek tabi kaşınacak bir yara varsa mutlaka bir kaşıyanı olur presibiyle Doe'yu pek sempatik bulmayan komşu ülkeler, Liberya içinde muhalif güçleri silahlandırmışlar. Başlayan iç savaş esnasında 1990'da Doe bir kır gezisi sırasında yakalanıp öldürülmüş.
Peki Elizabeth Taylor'a ne oldu?
Charles Taylor 1970'lerin başında, atalarının 'kölelik bursundan' yararlanmış, Amerika'da Ekonomi eğitimi görmüş meraklı, siyasi açıdanda pek aktivist bir genç. Doe'dan önceki başkan William Tolbert Jr.'ı Amerika ziyareti sırasında protesto etmiş, nezaretlere atılmış. 1980 Nisan'ında Doe'nun yaptığı darbeyi pek desteklemiş, Doe'da Amerikalar'da eski başkana meydan okumuş az buçuk eğitimli bu adamı hükümetinin maliye bakanı yapmış. Taylor'da bu pası güzel değerlendirmiş, zimmetine 1.000.000 dolar geçirdiği anlaşılınca 1983'te hükümetteki işine son verilmiş.
Taylor hemen sonrasında Liberya'da Doe işimi bitirecek döt korkusuyla Amerika'ya kaçmış hatta sığınma talep etmiş. Amerika'lı babalarıda bu Liberya'da kurda kuşa yem olur diyerek Masaçuçes'te bir hapishanede cezasını çeksin demişler. Fakat ne hikmetse Charles Taylor ve kankaları bu hapishaneden parmaklıklari testere ile kesip kaçmışlar. Chuckie daha sonra Libya'ya gitmiş, o dönemin popüler kontr-gerilla uzmanı her taşın altındaki insan Muammer Kaddafi'den yükseklisansını almış. 1989'da komşu ülkeler Burkina Faso ve Fil Dişi sahillerinden topladığı adamlarla Liberya'nın bir kısmında, ufak tefek köylerden başlayarak, halkı kurtaracam sizi vaadiyle arkasına alarak kontrolü ele geçirmiş. Şen başkan Doe 1990 yılında Taylor'a yakın militanlar tarafından yakalanıp öldürülmüş.(e yukarda da yazıyor bu..)
1990'ların başında Taylor artık silahlı gücünü oldukça arttırmış, iyice semirmiş bir adam. 1997'de Kaddafi dayısının desteğiyle varolan Doe'dan kalma hükümeti tamamen silip kendini başkan seçtirmiş. Taylor hükümeti Doe'dan kalma otoriter geleneği sürdürmüş, gene muhalif ne kadar kuvvet varsa silmiş süpürmüş. Liberya'da Taylor'ın başta olduğu 1997 - 2003 arası döneme 'İkinci İç Savaş' dönemi deniyor. Bu dönemde Liberya'nın görmediği felaket kalmamış. Charles Taylor'a eskiden destek, artık muhalif komşu ülkelerce fıştıklanan ayrılıkçı gruplar ve Taylor hükümetinin askerleri ülkeyi toz duman etmişler. Olan arada kalan köylüye olmuş tabi. Velhasıl , vay efendim bunlar isyancı, yok hökömet yanlısı derken köyleri basıp kadınları kaçırıp köle etmeleri, tecavüz etmeleri mi dersin, asker yapamadıkları küçük çocukları öldürdükleri anne babalarının yanında aç bırakmaları en sonunda yamyamlığa ittirmelerimi dersin, işkenceler sonucu sakat kötürüm kalan binlere, anasız babasız bir sürü sabi sübyana mı vah vah edersin, sonuçta Liberya Taylor'ın otoritesi altında silahı kuşananın atlı karıncaya beleş bilet kazandığı bir yer haline gelmiş. İç savaş sonunda Liberya'da 200.000 kişiden fazla kişi ölmüş. Bu durumları anlatan eski bir velet-askerin anılarından oluşan bir kitapta pek yeni çıkmış. (http://www.alongwaygone.com/)2003'te Birleşmiş Milletler sonunda olaya el atmış. 15.000 kişilik bir kuvvetle kilit bölgeleri kontrol altına almış, daha ılımlı liderler ortaya sürülmüş, seçimler tekrarlanmış, vesaire vesaire... Bugün Liberya yenilenme, kimlik yaratma derdinde. Uluslararası alana girme sevdası, futbol takımıdır, güzellik yarışmalarıdır hep bunun ürünü.
Şu an itibariyle Liberya'da halen Birleşmiş Milletler askeri var, bunların büyük bir kısmını Hintli, Bangladeşli ve Pakistanlı kuvvetler oluşturuyor. Muhtemelen Liberya'da özel sektörde en çok söz sahibi ülkelerin Hindistan, Endonezya gibi güney Asya ülkeleri olmasının kuvvet gücünün kompozisyonuna bir etkisi var. İlginç bir şekilde rutin asayişi sağlamakla görevli askerlerin önemli bir kısmını Hintli kadınlar oluşturuyormuş.
Charles Taylor, 2003 yılında BM operasyonundan hemen önce Amerika'nın baskıları sonucunda hükümeti dağıtıp istifa etmiş. Nijerya'nın sığınma önerisini kabul edip oralara kaçmış. Nijerya 2006 yılına kadar bu adamı saklayabilmiş, Sierra Leone'de kurulmuş savaş mahkemesine çıkması için teslim edecekken, Taylor Nijerya'daki villasından arazi olmuş, ancak Nijerya - Kamerun sınırını geçmek isterken yakalanmış. Hemen Sierra Leone'de kurulan mahekemeye gönderilmiş, fakat Taylor'ın bölge coğrafyasında halen etkin olduğu düşünülünce yerel bir tepki ile karşılaşmamak için dava Hague, Hollanda'ya alınmış.
Taylor'ın hakkındaki 11 ayrı davadan ve insanlık suçundan hapsi bekleniyor, ama davası halen devam ediyor. Taylor masa tenisi sevdalısı, hafif vudulu mudulu okült meselelere kafa yoran, hatta bu yüzdende kendini seçilmiş lider, peygamber ayarında gören bir adam. Herhalde suçsuzum dediğine göre halen aynı kafada. Ancak...
General ney dedin?!
Joshua Milton Blahyi, yada iç savaş sırasındaki lakabıyla General Butt-Naked, iç savaş sırasında operasyona gitmeden önce insan kurban etme ve yeme gibi pek hoş adetleri olmayan bir ordu generaliymiş. Lakabı saldırılarında askeri mühimmat içeren bir kemer dışında hiçbirşey giymeden, tamamen çıplak bir şekilde agresifleşmesinden kaynaklanıyor. Şimdi ise İsa tarafından ziyaret edildiğini ve artık yepyeni bir insan olduğunu söyleyen bir rahip. Kendisi artık köy köy gezip insanlardan kendilerini affetmelerini diliyor, eski askerleri rehabilite etmeye çalışıyormuş. Fakat Liberya'da halen mahkemeye çıkartılabilir, yada hiçbir zaman. Çünkü ülkede insanlar görünüşe göre adaletle huzur arasında bir yol ayrımında. Herhalde herkes savaş suçlusu olarak yargılanan insanların ardının arkasının kesilmeyeceğini, çünkü herkesin ucundan kıyısından bu işe biraz bulaştığının farkında, tekrar kavga körüklenmesin derdinde.
O zaman Michael'dan gelsin.
Liberya neresinde? heryerinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder